14 Şubat 2016 Pazar

      BİLİYOR MUSUNUZ?

Birçok yerde, sitede uzay ile ilgili bir konu araştırırken "Işık Yılı" tabirini  duymuşsunuzdur. Işık yılı tabiri bir zaman birimi değildir. Işık yılı uzaklık için kullanılan bir tabirdir. Işık yılı tabiri, uzaydaki yıldızılararası, galaksiler arası mesafeleri ölçmek için kullanılan bir terimdir. Çünkü, evrende mesafeler o kadar çok büyüktür ki, bu büyüklük bazen insan algı sınırlarını zorlayacak seviyededir. Uzayda yıldızlararası ve galaksilerarası mesafeleri ölçmek gerektiğinde, dünyada kullandığımız ölçme birimlerini kullanmak anlamsızlaşır. Bunun için artık ışık yılı tabirini kullanmamız gerekir. 

Işık yılı, ışığın bir yılda aldığı mesafeyi ifade eder. Işığın hızına baktığımızda ise saniyede 300.000 km'dir. Işık bir yılda yaklaşık 9.5 trilyon km yol kateder. Bu inanılmaz bir mesafedir. Daha kolay anlamamız için bu mesafeyi yuvarlarsak ışığın bir yılda aldığı yolu 10 trilyon km olarak ifade edelim. Öyleyse şu gezegen veya şu yıldız Dünya'dan 1 ışık yılı uzakta deniyorsa o gök cisminin bizden uzaklığı 10 trilyon km demeyle aynıdır. 4 ışık yılı uzakta demek 40 trilyon km, 20 ışık yılı uzakta demek 200 trilyon uzakta demekle hiçbir fark yoktur. Uzay çok büyük bir yer gibi geldi mi gözünüze? Öyleyse şunu söyleyelim. Andromeda Galaksisi bize 2.500.000 milyon ışık yılı uzaktadır. Bunu yukarıda yaptığımız gibi km'ye çevirsek insanın algı sınırlarını zorlayacak bir uzaklık çıkar. 

İkinci olarak şunu söyleyelim. Güneş ışınları Dünya'ya ulaşması için 8 dk geçmesi gerekli. O hâlde biz Güneş'in 8 dk önceki halini görüyoruz. Çünkü Güneş'i görmemiz için Güneş'ten çıkan ışınlar gözümüze ulaşması lazım. Bu ulaşması için gerek süre de 8 dk'dir. Bu olayı anladıysanız biraz ileri gidelim ve daha ilginç bilgiler verelim. Dünya'dan 10 ışık yılı uzaktaki örneğin A gezegeni bize 100 trilyon km uzaktadır. Yani ışık bizden çıktıktan sonra A gezegenine ulaşması için 100 trilyon yol alması gerek. Bu yoluda ışık kendi hızından dolayı 10 yılda kateder. Daha açıklayıcı söylemek gerekirse. Şu an 2016 yılındayız. Bizden çıkan ışıklar A gezegenine ulaşması için 10 yıl geçmesi gerek. Bizden 2016 yılında çıkan ışıklar A gezegenine biz 2026 yılına vardığımızda ulaşbilecek. Yani A gezegeni bizim 2016 yılındaki halimizi görecek. Bu olayıda anladıysanız bizden 500 ışık yılı uzakta olduğu bilinen gök cisimleri var. Yani bizden çıkan ışınlar o gök cismine ulaşması için 500 yıl geçmesi gerek. Yani o gök cisminde birileri varsa, bizden gelen ışınları alabilecek araçlara sahip iseler Dünya'nın 500 yıl önceki halini yani 1516 yılını görecekler. İnsanın biraz anlayabilmesi zor değil mi?

İşte uzay böyle bir yer. İnsanın anlaması güç olayları yaşandığı, çok büyük bir boşluk. Evrenin ne kadar büyük olduğunu da öğrenmek için "Evrenin Büyüklüğü" yazımı okuyabilirsiniz. Bu yazımla inşAllah anlatmak istediğimi siz okuyucularımıza anlatabilmişimdir.



13 Şubat 2016 Cumartesi

ORİON BULUTSUSU (NEBULASI)

Orion Bulutsusu Orion kuşağının düşen bulutsudur. En parlak bulutsulardan olan Orion yaklaşık 15 ışık yılı çapındadır ve gece çıplak gözle görülebilir. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion yaklaşık 1.500 ışık yılı uzaktadır. Messier 42M42 veya NGC 1976 olarak da anılılır. 

Bulutsunun ışığı, iç bölgesinde yeni doğmakta olan ışıması güçlü yıldızlarla aydınlatılmasından kaynaklanmaktadır. Bulut ilk kez 1610'da Nicolas-Claude Fabri de Peiresc belgelendirmiştir. Herhangi bir teleskop veya dürbünle bu bulutsudan gelen olağanüstü ışığı kolayca farkedebilirsiniz. Devasa bir hidrojen bulutunun merkez bölgesinde oluşmuş yıldızlarca ısıtılması ve aydınlatılması ile görünür hale gelen bulutsunun 30 ışık yılı genişlikte olduğu, bazı yıldızların 2 milyon yıldan daha genç olduğu hesaplanmaktadır.

ALPHA CENTAURİ

Alpha Centauri Güneş'e en yakın yıldız sistemidir. 4.3 ışık yılı, yani yaklaşık 40 trilyon kilometre uzaklıktadır. Alpha Centauri, birbirine görece yakın (3.7 milyar km) mesafede yer alan, biri yaklaşık Güneş büyüklüğünde G sınıfı, diğeri ise biraz daha küçük olan K sınıfı iki yıldız ile, bu ikisinin birden çevresinde çok daha uzakta (0.2 ışık yılı yani 1.2 trilyon km uzakta) dolanan “Proxima Centauri” isimli küçük soluk bir kırmızı cüce yıldızdan oluşur.


Alfa Centauri A, spektrum türü G olan, Güneş benzeri sarı renkte bir yıldızdır; ancak, Güneş'ten biraz daha büyük ve 1,5 kat daha parlaktır. Alfa Centauri B ise, Güneş'ten biraz daha küçük, spektrum türü K olan, turuncu renkte bir yıldızdır ve Güneş'in yaklaşık yarısı parlaklıktadır. Sistemin olası üçüncü yıldızı olan Alfa Centauri C 'ye Proxima Centauri de denir, çünkü 4,22 ışık yılı uzaklığıyla Güneş Sistemi'ne en yakın yıldızdır. Proxima Centauri bir kırmızı cücedir ve Güneş'ten 7.000 kat daha sönük bir yıldızdır. Ana sistemin çevresinde, tamamlanması yaklaşık 1 milyon yıl süren geniş bir yörünge çizerek döner.


12 Şubat 2016 Cuma

FOTOĞRAFLARLA PLÜTON


Plüton'un Atmosferi


Plüton'un En Büyük Uydusu Charon


KIZIL GEZEGEN MARS

Mars, Güneş Sistemi'nde Merkür'den sonra ikinci en küçük ve Dünya'dan sonra dördüncü sırada bulunan gezegendir. Yeryüzündeki yangın demiroksitten dolayı kırmızımsı bir görünüme sahiptir. Bu yüzden "Kızıl Gezegen" adını almıştır. Mars'ı Dünya ile karşılaştırdığımızda büyüklüğü Dünya'nın %53'ü kadardır. Kütlesi ise %11 kadardır. Mars'ın arazisi kuzey ve güney yarım kürelerde farklılık gösterir. Kuzey yarım küresi düz arazilere sahip iken güney yarım küre kraterlerle ve dağlık alanlar ile doludur.

Valles Marineris 

Marinesi Vadisi adı verilen kanyon Güneş Sistemi'ndeki en büyük kanyondur. Bu devasa kanyon 4.000 km uzunluğunda, 200 km genişliğinde ve 7 km derinliğiyle Mars'ın en büyük yeryüzü şeklidir. Dünya'daki en büyük kanyon 446 km uzunluğunda ve yaklaşık 2 km uzunluğundadır. 


Valles Marineris










Olympus Moons

Olimpos Dağı Güneş Sistemi'nde bilinen en yüksek dağdır. Dünya'nın en yüksek dağı olan Everest'ten 3 kat daha yüksektir. Olimpos Dağı'nın yüksekliği 27 km, taban genişliği ise yaklaşık 550 km'dir. Dağ sonmuş bir volkanik dağdır. en son 10-20 milyon yıl önce püskürdüğü düşünülmektedir. 

Olimpos Dağı


Kutup Bölgeleri

Dünya'dakine benzer Mars'ta da kutup bölgelerinde donmuş buzullar bulunmaktadır. Ama Dünya'daki gibi su temelli değil, karbondioksit içerir. Mars, Güneş’e yakınlaştıkça güney yarım küresi ısınır ve kutup buzulları karbondioksit buharlaştıkça yok olur. Kış mevsiminde buharlaşan CO2 yüzeye kar olarak düşer ve kutup buzulları eski büyüklüğüne geri döner. 

Kraterler

Kızıl Gezegen’deki kraterlerin çoğu yüksek araziler olarak adlandırılan güney yarım küreyi kaplar. Kuzey yarım kürede ise kraterler, rüzgar erozyonu ve yakın geçmişteki volkanik hareketler neticesinde aşınmıştır. Hellas Planitia, Mars’ta bulunan en derin noktadır. 8 km derinliğindedir. "İkiz kraterler" Mars’ın Thaumasia Planum bölgesindeki Güneş Sistemi’nin en büyük kanyonu olan Valles Marineris’in güneyinde yer almaktadır. Kraterler aynı zamanda yüzey altındaki su hakkında da bilgi vermektedir.









10 Şubat 2016 Çarşamba

JAPON UZAY ARACINDAN YALNIZLIĞIMIZIN KARESİ

Japonya'nın 2014'de uzaya gönderdiği Hayabusa 2 uzay aracı gönderilişinden 1 yıl sonra çok muazzam bir kare yakaladı. Hayabusa 2 Dünya ve uydumuz Ay'ı aynı karede yakalamayı başardı. Aracın asıl amacı 2018 yılında Ryugu asteroitine ulaşmak olan araç Dünya'dan çok uzaklaşınca bu kareyi yakaladı. Dünya ile Ay arasındaki mesafenin ne kadar uzak olduğunu bu fotoğraf bizlere gösteriyor. Ayrıca çok büyük gördüğümüz Dünya aslında evrende küçük bir gezegen olarak görünüyor. Bu fotoğraf uzayda yalnızlığımızı bizlere bir kez daha gösterirken, evrenin de ne kadar büyük olduğunu insanlara bir kez daha gösteriyor.


AY NASIL OLUŞTU?

Bazen hilal bazen dolunay olarak görürüz uydumuz Ay'ı. Peki nasıl oluştuğunu hiç düşündünüz mü? Ay'ın oluşmasında birçok görüş vardır. Bilim çevrelerinde geniş kabul gören bu görüşlerden bilineni "Dev Çarpma Kuramı" Dünya'ya Mars büyüklüğünde bir gök cisminin çarpması sonucu oluştuğu belirtilir. Çarpma sonucunda parçalanan gök cismi, ve Dünya'nın yer katmanları uzaya dağılmışlardır. Daha sonra dağılan irili ufaklı bu parçalar Dünya'nın çekim kuvveti ile birleşerek uydumuz Ay meydana gelmiştir.


9 Şubat 2016 Salı


Evrenin büyüklüğünü kavrayabilmeniz için video size yardımcı olabilir. İyi seyirler.

EVRENİN BÜYÜKLÜĞÜ

Dünyayı kendi boyutlarında düşündüğümüzde gerçekten çok büyük bir dünyada yaşıyoruz. Ama evrende dünyamızı bir yere konumlandırırsak ortaya çok enteresan durumlar çıkıyor. Şimdi ilk olarak dünyayı düşünün. Kıtalar arası uzaklıkları düşünün, Türkiye ile ABD veya Japonya'nın arasındaki mesafeleri düşünün. Türkiye haritasını düşünün, Türkiye büyük bir ülke değil mi? Ama Türkiye'yi dünya haritasında aramaya kalkarsak o büyük ülke çok az yer kapladığını göreceksiniz. Evet dünya çok büyük öyle değil mi?  İsterseniz dünyadan ayrılıp evrene göz atalım. Bize en yakın gök cismi yani uydumuz Ay'a bakalım. Uzay boyutları düşünüldüğünde Ay bizim burnumuzun dibindedir. Burnumuzun dibindeki Ay ile Dünya arasındaki uzaklığı biliyor musunuz? Aralarındaki mesafe 384.400 km. Burnumuzun dibinde değimiz Ay, dünya ölçülerinde düşünüldüğünde çok uzak bir mesafededir. En hızlı uçak Ay'a gitmeye kalkışsak, beş günlük bir yolculuk yapmamız gerekir. İsterseniz hızımızı biraz artırıp F-16 uçağı ile yolculuk yapalım. En yüksek hızı 2.178 km/sa. Bu hızda bile Ay'a yedi gün 12 saat gibi biraz sürede gidebilirsiniz. Yine bu hızda Venüs'e yaklaşık 2 yılda, Jüpiter'e 32.5 yılda, Satürn'e 63 yılda, Uranüs'e 135 yılda, Neptün'e ise 227 yılda ancak gidebiliriz. Şimdi evren gözünüze büyük gelmeye başladı mı? Evimiz olan dünyayı hala evrende büyük görüyorsanız, aşağıdaki fotoğrafa bir bakın derim.





















En arkada Jüpiter ve Satürn'ü görüyorsunuz. Önlerinde iki mavi gezegen Uranüs ve Neptün, önlerinde Evimiz Dünya ve Venüs, en önde ise Mars ve Merkür'ü görüyorsunuz. Şimdi gözünüzde evrenin büyüklüğü biraz canlandı mı? Ama bitmedi biz sadece Dünya ile gezegenleri kıyasladık. Hala Güneş Sistemi'ndeyiz. Dünya ile Jüpiter'e bakalım, o koskoca dünyamız Jüpiter'in yanında ne kadar da küçük kaldığını görüyorsunuz. Jüpiter'in içine Dünya sığdırmaya çalışsak yaklaşık 850 tane Dünya bulmamız gerekecekti. Şimdi Jüpiter'i çok mu büyük sanıyorsunuz? İsterseniz bize ısı ve ışık veren Güneşe çevirelim kameralarımızı. Güneş hacim olarak 1.5 milyon Dünya veya 1000 Jüpiter boyutunda. Güneş ile gezegenlerin boyutunu aşağıdaki görselden inceleyebilirsiniz.























İşte "Earth" ile gösterilen siyah nokta insanların birbirini yediği, savaşların olduğu, işimize, okulumuza gittiğimiz, ülkelerin okyanusların bulunduğu bizim büyük dünyamız. İşte o siyah nokta bizim evimiz. Dünyamız Güneş'ten yaklaşık 150 milyon km uzaklıkta. Şimdi evrenin büyüklük algısını yavaş yavaş zihnine oturmaya başlıyor mu? Şimdi de Güneş'i çok mu büyük sanıyorsunuz? O halde diğer güneşlere (yıldızlara) bakalım. (Güneş'te bir yıldızdır. Evrende milyarlarca hatta daha fazla yıldızdan bir tanesidir.) 





























"Our Sun" diye gösterilen Güneş ve diğer yıldızlar. Güneş neredeyse bir nokta gibi kaldı. Evren şu ana kadar çok büyük değil mi? Ama daha bitmedi. 




























Yukarıdaki görsel Dünya'nın da içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi. O gördüğünüz sarı dairenin içerisinde ise Dünya'mız, Güneş'imiz ve gezegenler, yıldızlar vs bulunuyor. Açık havada gece gökyüzüne baktığınızda gördüğünüz bütün yıldızlar o sarı dairenin içerisinde bulunuyor. Şimdi Samanyolu Galaksisi zihninizde çok büyük sanıyorsanız o halde aşağıdaki görseli inceleyiniz.























"Milky Way" bizim galaksimiz olan Samanyolu Galaksisi. Ve sırası ile bize en yakın galaksi olan Andromeda Galaksisi daha sonra M87, VE IC 1011 galaksileri. Evrendeki galaksiler düşünüldüğünde Samanyolu ve IC 1011 galaksileri birer hiçtir. Evrende milyarlarca galaksi vardır ve o galaksilerde milyarca yıldız vardır.

Evrenin büyüklüğünü elimden geldiği kadarı ile anlatmaya çalıştım. Bu yolculuğa Dünya ile başlamıştık ve Jüpiter ile arsında devasa boyutlar vardı. Daha sonra Güneş'i işin içine kattığımızda ise olaylar daha enteresan bir boyut kazanmaya başladı. Ve daha sonra diğer yıldızlar ve galaksiler. İşte evren insan algı sınırlarını zorlayacak boyutlarda çok çok büyük bir yer. Dünya ise uçsuz bucaksız bu boşlukta nokta kadar yer kaplıyor mu siz karar verin. Son olarak yazımı Carl Sagan'ın şu sözleri ile bitireyim.





































Yukarıdaki görsel "Soluk Mavi Nokta" Carl Sagan'ın bu fotoğraftan esinlenerek 1994'te yazdığı kitabının da adıdır. Fotoğraf, 2001 yılında space.com tarafından en iyi on uzay fotoğrafından biri seçilmiştir. 6,4 milyar km uzaklıktan Dünya, soldan sağa resmi geçen günışığı hüzmelerinin birinin üzerinde, sonradan çizilen mavi dairenin ortasında, soluk bir mavi nokta olarak görülüyor.


11 Mayıs 1969'da Carl Sagan fotoğrafı şu şekilde yorumlamıştır.



"Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süperstar, her "yüce önder", her aziz ve günahkâr onun üzerinde bir gün ışığı hüzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde.

Evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne. Bütün o generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini düşünün, kazandıkları zaferle bir toz tanesinin bir anlık efendisi oldular. O zerrenin bir köşesinde oturanların başka bir köşesinden gelen ve kendilerine benzeyen başkaları tarafından uğradığı bitmez tükenmez eziyetleri düşünün, ne çok yanılgıya düştüler, birbirlerini öldürmek için ne kadar hevesliydiler, birbirlerinden ne kadar çok nefret ediyorlardı.

Böbürlenmelerimiz, kendimize atfettiğimiz önem, evrende ayrıcalıklı bir konumumuz olduğu hakkındaki hezeyanımız, hepsi bu soluk ışık noktası tarafından yıkılıyor. Gezegenimiz, onu saran uzayın karanlığı içinde yalnız bir toz zerresi. Bu muazzam boşluk içindeki kaybolmuşluğumuzda, bizi bizden kurtarmak için yardım etmeye gelecek kimse yok.

Dünya, üzerinde hayat barındırdığını bildiğimiz tek gezegen. En azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok. Ziyaret edebiliriz, ama henüz yerleşemeyiz. Beğenin veya beğenmeyin, şu anda Dünya sığınabileceğimiz tek yer.

Gökbilimin mütevazılaştırıcı ve kişilik kazandıran bir deneyim olduğu söylenir. Belki de insanın kibrinin ne kadar aptalca olduğunu bundan daha iyi gösteren bir fotoğraf yoktur. Bence, birbirimize daha iyi davranma sorumluluğumuzu vurguluyor, ve bu mavi noktaya, biricik yuvamıza."

MARS'A BİR DE YAKINDAN BAKALIM







8 Şubat 2016 Pazartesi


İzlemenizi tavsiye edeceğim bir belgesel serisi. İyi seyirler.


NASA'nın dünya yörüngesindeki teleskobu Hubble Uzay Teleskobu hakkında hazırlanmış belgesel. Evreni bir de Hubble'ın gözünden görün. İyi seyirler.

BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ'NDEN MARS ATAĞI

Birleşik Arap Emirlikleri Mars'a uzay sondası gönderen ilk Arap ülkesi olacak. "Al Amal" Türkçe karşılığı "Umut Görevi" BAE gelecek yıllarda uzaya daha fazla ağırlık ve önem vereceğini düşünebilir. İnsansız uzay aracı Mars yörüngesine 2021 yılında ulaşacağı belirtiliyor. Bu tarihi seçmelerindeki amaç ise ülkenin 50. kuruluş yıl dönümü olması sebebi ile kararlaştırılmış.

Bilimsel Teknoloji Kurumu genel Müdür Asistanı Salem Humaid AlMarri, projeden şu sözlerle bahsetti:
“Bu görev bizi başka bir boyuta taşıyacak. Mars sayesinde uzay bilimi adına önemli adımlar atacağız, Mars'ın atmosferini bilimsel açıdan inceleme fırsatı yakalayacağız. Avrupa Uzay Ajansı ESA’nın Mars hakkında bir çok bilgiye sahip. Biz de onlarla iş birliği yaparak o bilgiye ulaşmaya çalışıyoruz.”
Birleşik Arap Emirlikleri Mars görevi ekibi şimdilik 75 kişiden oluşuyor. Birleşik Arap Emirlikleri Başbakanı Mohammed Bin Rashid Al Maktoum proje için şimdiden 5.44 milyar Dolar yatırım yapıldığını açıkladı.
Bilimsel Teknoloji Kurumu genel Müdür Asistanı Salem Humaid AlMarri konu hakkında konuştu:
“Bu bölge artık pozitif haberlerle anılmak istiyor. Bu proje gençleri etkiliyor ve hepsi aralarında bu konu hakkında konuşuyorlar. Araplar ve Müslümanlar da yaratıcı projelerde çalışabilir, bilim ve teknoloji dalında uluslararası alanda rekabet edebilirler. Bu proje dünyaya Birleşik Arap Emirlikleri’nden bir hediye.” Şeklinde konuştu.

7 Şubat 2016 Pazar

CHALLENGER UZAY MEKİĞİ FACİASI

Amerika Birleşik Devletleri'nin uzay araştırmaları tarihindeki büyük dramlarından biri 27 Ocak 1987 tarihinde yaşandı. Challenger Uzay Mekiği ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) Florida kentindeki üssünden sabah saatlerinde fırlatıldı. Bu uçuşun önemli bir özelliği ise ilk defa bir sivil uzaya çıkacak olmasıydı. Öğretmen Christa McAuliffe. Mekik NASA'nın Columbia Uzay Mekiği'nden sonra kullanmaya başladığı ikinci mekiğidir. İlk uçuşunu 1983'de yapmış, ardından dünya yörüngesine dokuz uçuş daha yapmıştır. 27 Ocak 1986'da 10. ve son uçuşunu gerçekleştirirken kalkıştan 73 saniye sonra infilak etti. Mürettebattaki 7 kişi de hayatını kaybetti.


Challenger'in Son Uçuşu




Challenger'in Yedi kişilik Mürettebatı


Videodan Challenger Uzay Mekiği'nin kalkış ve 73 saniye sonra infilak ettiği anı izleyebilirsiniz.




DÜNYA'NIN KARDEŞİ: VENÜS (ÇOBAN YILDIZI)

Bazen gün batımından sonra, bazen gün doğumundan önce görülen halk arasında Çoban Yıldızı, Zühre veya Çolpan olarak bilinen gök cismi aslında Venüs gezegenidir. İnsanların gördüğü aslında bir gezegendir. Büyüklüğü açısından Dünya ile benzerlik gösterdiğinden Dünya ile kardeş gezegen veya dünyanın ikizi olarak da bilinmektedir. Gökyüzünde Güneş'e yakın konumda bulunduğundan ve yörüngesi Dünya'nınkine göre Güneş'e daha yakın olduğundan yeryüzünden sadece Güneş doğmadan önce veya battıktan sonra görülebilir. Bu yüzden Venüs Akşam Yıldızı, Sabah Yıldızı veya Tan Yıldızı olarak da isimlendirilir. Bir diğer adı da 'Çoban yıldızı'dır. Görülebildiği zamanlar, gökyüzündeki en parlak cisim olarak dikkat çeker.


Venüs ve Dünya

Venüs'ü diğer gezegenlerden ayıran bir özellik kendi ekseni etrafında dönerken Güneş Sistemindeki diğer gezegenlerin aksi bir yol izler. Venüs gökyüzünde Güneş, Ay'dan sonra görülen en parlak gök cismidir. Venüs yere en yakın konumda iken dünyaya dönük yüzünün tümüyle karanlıkta kalması, aydınlanan yüzünün tamamının görülebildiği 'dolun' evresinde ise, en uzak dolayısıyla en küçük görünür boyutta olması nedeniyle yeterince parlak değildir. Gezegenin gözlemciye en fazla ışık gönderebildiği konumu, görünür aydınlık yüzeyin en fazla olduğu % 30 aydınlık (hilal ile yarım evre arası) evresidir.


VENÜS'ÜN GÜNEŞ GEÇİŞLERİ

Venüs'ün geçişi, Güneş diski üzerinde küçük bir siyah beneğin ilerlemesi şeklinde izlenir ve en fazla 7 saat kadar sürer. Venüs'ün Güneş önünden geçişini aşağıdaki linkten izleyebilir siniz.






5 Şubat 2016 Cuma

ÇİN ULUSAL UZAY DAİRESİ'NİN AY FOTOĞRAFLARI







ANDROMEDA GALAKSİSİ'NE AİT 1.5 MİLYAR PİKSELLİK MUAZZAM GÖRÜNTÜ

NASA'nın geçtiğimiz günlerde yayınladığı Andromeda Galaksisi (M31)'ne ait görüntüleri paylaştı. ESA Hubble Uzay Teleskobu ile çekilen fotoğrafta 100 milyondan fazla yıldız olduğu ve fotoğrafın 1.5 milyar piksel olmakla birlikte 4.3 GB hafızaya sahip olduğu NASA tarafından verilen bilgiler arasında.
Siz de aşağıdaki linkten bu muhteşem fotoğrafı inceleyebilirsiniz.

Ayrıca aşağıdaki videodan da bu muazzam görüntüyü inceleyebilirsiniz.




"Evrenin Ucuna Yolculuk". Yaşadığınız yerden ayrılıp evrenin öteki taraflarını, uçsuz bucaksız evreni merak ediyorsanız tavsiye ettiğim güzel bir belgesel. İyi seyirler.

20 OCAK - 10 ŞUBAT 2016 TARİHLERİ ARASINDA GÖKYÜZÜNDE BEŞ GEZEGEN

20 Ocak - 10 Şubat 2016 tarihleri arasında gökyüzünde gezegen şenliği var.  Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn'ü bir arada çıplak gözle görebileceğimiz ender durumlardan biri daha gerçekleşiyor. Normalde bu beş gezegenin her biri yılın belirli zamanlarında tek tek veya ikisi bir arada veya üçü bir arada görebiliyoruz. Yörüngedeki dizilim sayesinde bu beş gezegeni bir arada görebileceğiz. Yörüngedeki bu durum nadir görülen bir olaydır. En son 2004 yılının sonu ile 2005 yılının başında gerçekleşmiştir.

Bu yüzdendir ki, bu gök olayına şahit olmak isteyenler havanın açık olduğu sabah gün doğumundan önce doğu ufkuna bakıp gezegenleri gözlemlemeye başlayabilirsiniz. 






YILDIZLARI VE GEZEGENLERİ GÖKYÜZÜNDE NASIL AYIRT EDEBİLİRİZ?

Gece gökyüzüne baktığımızda çok fazla parlayan cisim görürüz. Bazıları çok parlak, bazıları ise düşük parlaklığıyla bizlere görülürler. Bizler gökyüzüne baktığımızda sadece yıldızları görmeyiz. Yıldızlar ile birlikte gezegenleri de görürüz. Ama gezegenler de bizlere birer yıldız gibi yani parlak birer nokta gibi görülür. 

Peki burada şu soruyu soralım. Yıldız ile gezegenleri gökyüzünde nasıl ayırt edebiliriz? Bu soruyu şu şekilde açıklayalım. Yıldızlar bize gezegenlerden çok ama çok uzaktalar. Alpha Centauri 4.3 ışık yılı, yani yaklaşık 40 trilyon km uzaklığı ile güneş sistemimize en yakın yıldız sistemidir. İşte yıldızlar böyle muazzam uzaktadırlar. Bu uzaklıktan dolayı yıldızın ışığı bizim gözümüze gelmesi için dünya atmosferinde geçmesi gerek. Yıldızın ışığı atmosfere girdiği an kırılmaya başlar. Yani yıldızın ışığı atmosfere gelene kadar düz bir hat izlerken, atmosfere girdiği anda ziğ zaklar çizerek gözümüze ulaşır. Biz bu ışık kırılmasını yıldızın yanıp sönüyormuş gibi (göz kırması) görürüz. Yıldız ufka yakın yerde ise yıldızın ışığı daha fazla titrer. Bunu sebebi ise, ışık gözümüze gelene kadar kadar atmosferde daha uzun yol kateder.


                                                                                                                                                                                                                                                                              Gezegenlere baktığımızda ise dünyaya yıldızlardan daha yıkın konumdadırlar. Bu yüzden bize gönderdikleri ışıklar çok daha yoğun ve fazladır. Bu nedenle atmosferden girerken kırılmaya uğrar ama bizim fark edebileceğimiz derecede olmaz. Bu yüzden gezegenleri çok daha parlak ve sabit birer ışık olarak görürüz.

O halde yıldızlar ve gezenleri ayırt ederken şu farka bakacağız. Gökyüzüne baktığımızda parlayan cisim yanıp sönüyormuş gibi ışıldıyorsa bu yıldızdır. Eğer baktığımız cisim parlak ve sabit bir ışık gibi yani ışıldamıyor ise bu gezegendir.                                         

4 Şubat 2016 Perşembe

VOYAGER 1 UZAY ARACI

Voyager 1 uzay aracı, NASA tarafından fırlatıldığı 5 Eylül 1977'den bu yana hizmet vermeye devam eden 722 kiloluk bir insansız, dış Güneş Sistemi ve ötesi uzay sondasıdır. Jüpiter ve Satürn'ü ziyaret etmiş, bu gezegenlere ait uyduların detaylı fotoğraflarını elde eden ilk sonda olmuştur.
Güneş'ten ve Dünya'dan diğer uzay sondalarından daha hızlı bir şekilde ayrılmakta olan Voyager 1, yeryüzünden en uzakta bulunan insan yapımı nesnedir. New Horizons Dünya'dan Voyager 1'e oranla daha büyük bir hızla fırlatılmış olmasına rağmen, Voyager 1'in yolu üzerinde yararlandığı kütle itiminden yararlanamayacağı için hiçbir zaman onu geçmeyi başaramayacaktır.
28 Kasım 2008 tarihinde VoyagerGüneş'ten 16.19 milyar km (9,4 milyar mil) uzaklıktadır ve Heliosfer'e girmiştir. Heliosfer'i geçtiği zaman Voyager 1 fonksiyonlarını hala sürdürürse bilim insanları onun intersteller medium'daki (astronomların, gaz ve tozun kapladığı intersteller space verdikleri isim) konumunun doğru ölçüsünü alacaklar. Bu mesafeden Voyager 1'den sinyalin Jet İtici Güç Laboratuvarı merkezine ulaşması 13 saat alır. 25 Ağustos 2012 tarihinde voyagerHeliosfer'i aşarak yıldızlar arası uzaya ulaşmıştır.
Voyager 1'in birinci görevi Jüpiter ve Satürn gezegenleri ve onların ortak ayları ve halkalarıydı. Güncellenmiş görevi ise Güneş fasılası ve Güneş rüzgar partikül ölçümü ve intersteller medium'dur. İki Voyager roketi de üç radyo izotop termoelektrik jeneratörler ile güçlendirilmiştir. Dünya ile olan haberleşmeyi en az 2020 yılına kadar tutacak gücü oluşturması bekleniyor. Üzerinde bulunan altın kaplama plakada Güneş Sistemi'nin bulunduğu yer ve Dünya üzerindeki tüm dillerden oluşan bir selamlama ses kaydı bulunmaktadır.
13 Kasım 2015 tarihi itibariyle, Voyager 1 dünyadan 20.035 milyar kilometre uzaklıkta bulunmaktadır (ve her saniye yaklaşık 17 kilometre uzaklaşmaktadır) ve 13 Eylül 2013 tarihinde NASA tarafından yapılan açıklamaya göre; Voyager 1'in tamamen güneş sisteminden ayrılıp yıldızlar arası alana girdiği bildirilmiştir.
Voyager 1 Uzay aracı


VOYAGER 2 UZAY ARACI



Voyager 2, 20 Ağustos 1977 tarihinde ABD Voyager Programı kapsamında fırlatılan insansız uzay aracı. Bu uzay aracı sırasıyla Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ü ziyaret etmiştir. Uranüs ve Neptüm'ü ziyaret eden tek uzay aracıdır. Aracın misyonu, kardeşi Voyager 1 ile aynıdır.

Aracın içerisinde kardeşinde olduğu gibi bir altın plak bulunmaktadır.
Plağın içinde birçok dilden (Türkçe de dahil) "Merhaba sevgili dostlarımız" sesli notu vardır. İçerisindeki resimler arasında Leonardo Da Vinci'nin insan vücut taslağı da bulunmaktadır. Ayrıca "Merhaba dostlarımız" ses kaydını aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.