9 Şubat 2016 Salı

EVRENİN BÜYÜKLÜĞÜ

Dünyayı kendi boyutlarında düşündüğümüzde gerçekten çok büyük bir dünyada yaşıyoruz. Ama evrende dünyamızı bir yere konumlandırırsak ortaya çok enteresan durumlar çıkıyor. Şimdi ilk olarak dünyayı düşünün. Kıtalar arası uzaklıkları düşünün, Türkiye ile ABD veya Japonya'nın arasındaki mesafeleri düşünün. Türkiye haritasını düşünün, Türkiye büyük bir ülke değil mi? Ama Türkiye'yi dünya haritasında aramaya kalkarsak o büyük ülke çok az yer kapladığını göreceksiniz. Evet dünya çok büyük öyle değil mi?  İsterseniz dünyadan ayrılıp evrene göz atalım. Bize en yakın gök cismi yani uydumuz Ay'a bakalım. Uzay boyutları düşünüldüğünde Ay bizim burnumuzun dibindedir. Burnumuzun dibindeki Ay ile Dünya arasındaki uzaklığı biliyor musunuz? Aralarındaki mesafe 384.400 km. Burnumuzun dibinde değimiz Ay, dünya ölçülerinde düşünüldüğünde çok uzak bir mesafededir. En hızlı uçak Ay'a gitmeye kalkışsak, beş günlük bir yolculuk yapmamız gerekir. İsterseniz hızımızı biraz artırıp F-16 uçağı ile yolculuk yapalım. En yüksek hızı 2.178 km/sa. Bu hızda bile Ay'a yedi gün 12 saat gibi biraz sürede gidebilirsiniz. Yine bu hızda Venüs'e yaklaşık 2 yılda, Jüpiter'e 32.5 yılda, Satürn'e 63 yılda, Uranüs'e 135 yılda, Neptün'e ise 227 yılda ancak gidebiliriz. Şimdi evren gözünüze büyük gelmeye başladı mı? Evimiz olan dünyayı hala evrende büyük görüyorsanız, aşağıdaki fotoğrafa bir bakın derim.





















En arkada Jüpiter ve Satürn'ü görüyorsunuz. Önlerinde iki mavi gezegen Uranüs ve Neptün, önlerinde Evimiz Dünya ve Venüs, en önde ise Mars ve Merkür'ü görüyorsunuz. Şimdi gözünüzde evrenin büyüklüğü biraz canlandı mı? Ama bitmedi biz sadece Dünya ile gezegenleri kıyasladık. Hala Güneş Sistemi'ndeyiz. Dünya ile Jüpiter'e bakalım, o koskoca dünyamız Jüpiter'in yanında ne kadar da küçük kaldığını görüyorsunuz. Jüpiter'in içine Dünya sığdırmaya çalışsak yaklaşık 850 tane Dünya bulmamız gerekecekti. Şimdi Jüpiter'i çok mu büyük sanıyorsunuz? İsterseniz bize ısı ve ışık veren Güneşe çevirelim kameralarımızı. Güneş hacim olarak 1.5 milyon Dünya veya 1000 Jüpiter boyutunda. Güneş ile gezegenlerin boyutunu aşağıdaki görselden inceleyebilirsiniz.























İşte "Earth" ile gösterilen siyah nokta insanların birbirini yediği, savaşların olduğu, işimize, okulumuza gittiğimiz, ülkelerin okyanusların bulunduğu bizim büyük dünyamız. İşte o siyah nokta bizim evimiz. Dünyamız Güneş'ten yaklaşık 150 milyon km uzaklıkta. Şimdi evrenin büyüklük algısını yavaş yavaş zihnine oturmaya başlıyor mu? Şimdi de Güneş'i çok mu büyük sanıyorsunuz? O halde diğer güneşlere (yıldızlara) bakalım. (Güneş'te bir yıldızdır. Evrende milyarlarca hatta daha fazla yıldızdan bir tanesidir.) 





























"Our Sun" diye gösterilen Güneş ve diğer yıldızlar. Güneş neredeyse bir nokta gibi kaldı. Evren şu ana kadar çok büyük değil mi? Ama daha bitmedi. 




























Yukarıdaki görsel Dünya'nın da içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi. O gördüğünüz sarı dairenin içerisinde ise Dünya'mız, Güneş'imiz ve gezegenler, yıldızlar vs bulunuyor. Açık havada gece gökyüzüne baktığınızda gördüğünüz bütün yıldızlar o sarı dairenin içerisinde bulunuyor. Şimdi Samanyolu Galaksisi zihninizde çok büyük sanıyorsanız o halde aşağıdaki görseli inceleyiniz.























"Milky Way" bizim galaksimiz olan Samanyolu Galaksisi. Ve sırası ile bize en yakın galaksi olan Andromeda Galaksisi daha sonra M87, VE IC 1011 galaksileri. Evrendeki galaksiler düşünüldüğünde Samanyolu ve IC 1011 galaksileri birer hiçtir. Evrende milyarlarca galaksi vardır ve o galaksilerde milyarca yıldız vardır.

Evrenin büyüklüğünü elimden geldiği kadarı ile anlatmaya çalıştım. Bu yolculuğa Dünya ile başlamıştık ve Jüpiter ile arsında devasa boyutlar vardı. Daha sonra Güneş'i işin içine kattığımızda ise olaylar daha enteresan bir boyut kazanmaya başladı. Ve daha sonra diğer yıldızlar ve galaksiler. İşte evren insan algı sınırlarını zorlayacak boyutlarda çok çok büyük bir yer. Dünya ise uçsuz bucaksız bu boşlukta nokta kadar yer kaplıyor mu siz karar verin. Son olarak yazımı Carl Sagan'ın şu sözleri ile bitireyim.





































Yukarıdaki görsel "Soluk Mavi Nokta" Carl Sagan'ın bu fotoğraftan esinlenerek 1994'te yazdığı kitabının da adıdır. Fotoğraf, 2001 yılında space.com tarafından en iyi on uzay fotoğrafından biri seçilmiştir. 6,4 milyar km uzaklıktan Dünya, soldan sağa resmi geçen günışığı hüzmelerinin birinin üzerinde, sonradan çizilen mavi dairenin ortasında, soluk bir mavi nokta olarak görülüyor.


11 Mayıs 1969'da Carl Sagan fotoğrafı şu şekilde yorumlamıştır.



"Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süperstar, her "yüce önder", her aziz ve günahkâr onun üzerinde bir gün ışığı hüzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde.

Evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne. Bütün o generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini düşünün, kazandıkları zaferle bir toz tanesinin bir anlık efendisi oldular. O zerrenin bir köşesinde oturanların başka bir köşesinden gelen ve kendilerine benzeyen başkaları tarafından uğradığı bitmez tükenmez eziyetleri düşünün, ne çok yanılgıya düştüler, birbirlerini öldürmek için ne kadar hevesliydiler, birbirlerinden ne kadar çok nefret ediyorlardı.

Böbürlenmelerimiz, kendimize atfettiğimiz önem, evrende ayrıcalıklı bir konumumuz olduğu hakkındaki hezeyanımız, hepsi bu soluk ışık noktası tarafından yıkılıyor. Gezegenimiz, onu saran uzayın karanlığı içinde yalnız bir toz zerresi. Bu muazzam boşluk içindeki kaybolmuşluğumuzda, bizi bizden kurtarmak için yardım etmeye gelecek kimse yok.

Dünya, üzerinde hayat barındırdığını bildiğimiz tek gezegen. En azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok. Ziyaret edebiliriz, ama henüz yerleşemeyiz. Beğenin veya beğenmeyin, şu anda Dünya sığınabileceğimiz tek yer.

Gökbilimin mütevazılaştırıcı ve kişilik kazandıran bir deneyim olduğu söylenir. Belki de insanın kibrinin ne kadar aptalca olduğunu bundan daha iyi gösteren bir fotoğraf yoktur. Bence, birbirimize daha iyi davranma sorumluluğumuzu vurguluyor, ve bu mavi noktaya, biricik yuvamıza."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder